Wednesday, September 28, 2011

The Works ''Objects of Desire / Çukurcuma

Wednesday, September 28, 2011 0 Yorum

Çukurcuma' ya gittiğiniz zaman  mutlaka görmeniz gereken dükkanlardan biri de Karaca Borar' ın sahibi olduğu Objects of Desire.. Bu dükkana girdiğiniz andan itibaren zaman kavramı diye birşey kalmıyor. İçeride kaç saat geçirdiğimi hatırlamıyorum ama daha fazla kalıp incelemek istediğim bir çok eşyayı düşünerek oradan ayrıldım. Varlığını unuttuğunuz ya da asla bulamayacağınız ve elinize geçemeyecek binlerce nesnenin yer aldığı Objects of  Desire yüzünüzde bir tebessüm ve canlanmış anılarınızla beraber mutlu bir şekilde  kapıdan çıkmanızı vaadediyor. Polaroid fotoğraf makinası almak için girdiğim dükkandan bir sürü ıvır zıvır alıp çıktım. Arayıpta bulamadağınız ya da sizin için bir anlam ifade eden objelerin olabileceği bu yer, Çukurcuma durağınızda renkli bir anı olacaktır.














Monday, September 26, 2011

Ringer / Sarah Michelle Gellar

Monday, September 26, 2011 1 Yorum

Bu sezon başlayan dizilere göz atarken dikkatimi çeken dizilerden biri de Sarah Michelle Gellar' lı Ringer.. Henüz 2 bölümü yayınlanan dizi hakkında şimdiden bir şey söylemek için erken olsa da şu ana kadar beni tatmin ettiğini söyleyebilirim. Sıkı bir Buffy hayranı olarak Sarah Michelle Gellar' ın yer aldığı bir proje olması bile Ringer' ı izlemem için yeterli bir sebep. Buffy The Vampire Slayer' daki muhteşem performansından sonra hiç birşeyin daha iyi gelemeyeceğini bilsem de SMG' yi tekrar ekranlarda görmek güzel!


 Ringer son zamanlarda ABD' li senaristler tarafından çokça işlenen klişe bir senaryoya sahip olsa da özellikle SMG oynadığı için  The Lying Game gibi gençlik dizileriyle aynı kefeye koyamıyorum.(The Lying Game evet izletiyor ama sadece vakit öldürmek için) Her ne kadar dizi önce CBS için hazırlanıp sonunda Amerikan gençlik dizilerinin yayınlandığı  The CW ' de yayınlansa da bu kategorinin dışında kaldığını düşünüyorum. Bu zaman zaman kullanılan müzikler ve yardımcı oyuncularla yumuşatılmaya çalışılmışsa da ortada yetişkin bir senaryo olduğu yadsınamaz. Ayrıca soundtrackler eleştirilse de bazıları oldukça başarılı, bulup indirmenizi tavsiye ederim ya da bulunca paylaşırım :)

Edit:  http://www.cwtv.com/music/ringer/season-1/episode-100


 Ringer' ın konusuna gelince birbirlerinden bambaşka hayatlara sahip olan 2 ikiz kız kardeşin klasik birinin öbürünün yerini alması... Bridget FBI tarafından aranırken kız kardeşi Siobhan ise 'görünürde' mutlu ve rahat bir hayat sürmektedir. Bir gün Siobhan' ın ölümüyle Bridget kız kardeşinin yerini alır ve olaylar surpriz bir şekilde gelişir. Entrika,gerilim ve heyecanın yüksek olduğu ilk 2 bölüm ve tabiiki SMG faktörü diziyi çoktan izlediklerim listeme aldı bile. Sarah Michelle Gellar' a Fantastic Four, Titanic, King Arthur gibi filmlerde rol alan Ioan Gruffudd ve Lost dizisinden tanıdığımız Richard (Nestor Carbonell) eşlik ediyor. Kadroyu güçlendiren bu isimlere birde Spartacus ve  Dexter ' ın 2.sezonundan hatırlayacağınız efsane karakter Lila' yı canlandıran  Jaime Murray' i  de ekleyince Ringer' ı güzel bir sezon beklediğini düşünüyorum. Jaime Murray' nin o aksanı ve özgüveni bile diziyi izlemek için bir sebep :) Henüz daha fazla rolü olup olmayacağı belli olmasa da diziye çok yakıştığı şüphesiz!


Yine de dizinin reytinglerini göz önünde bulunduracak olursak çok ta fazla bağlanmamak lazım ;) İyi seyirler..







Thursday, September 22, 2011

Glee Season 3 Episode 1:The Purple Piano Project

Thursday, September 22, 2011 0 Yorum

Ve sonunda beklenen gün geldi. Bütün Glee fanları gibi bende aylardır gençlik fenomeni Glee'nin yayınlanacağı günü heyecanla bekliyordum. 1. ve 2. sezonu çok kısa bir süre içinde -günde yaklaşık 3 bölüm falan izleyerek- bitirdiğim için sezon arası bana baya uzun geldi. Neyse ki bugün son zamanların en eğlenceli ve en müzikli dizisi Glee' ye kavuştuk.


 Hızlı bir özet geçecek olursam ne Quinn Fabray' ın yeni imajı:


 ne  Blaine ' in Glee Club' a katılması:



ne muhteşem We Got The Beat performansı:


ne de Food Fight:


 iz bırakmadı bende Santana' nın Glee Club' tan kovulması kadar :


 Rachel Berry' e de sesine de tahammül edemediğim için her zaman Santana' nın çok daha fazla ön planda olması gerektiğini düşünenlerdenim. Gerçi başka bir taraftan bakmak ta gerekirse dizide kötü karakter kalmadı. Özellikle 2.Sezon bütün kötüler iyilerin tarafına geçince (nerdeyse Sue Sylvester' ı da geçirecekler diye çok korktum) Sue' da olmasa Şirinler Köyü gibi şarkı söyleyip ortalıkta gezineceklerdi heralde. Şirinler demişken Will & Emma çifti kahvaltı kutularına rağmen bana hala hiç te şirin gelmiyor! Madem artık Santana' da yok tamamen Sue ve Santana' yı destekliyorum. Umarım çok sempatik bulduğum ve beni gerçekten güldüren Brittany' e de daha çok iş düşer bu sezon. Surpriz, eğlence ve güzel performanslı bir sezon  olacağına şüphem yok!







Julia's Eyes / Los ojos de Julia

0 Yorum

Korku ve gerilim türündeki filmler oldum olası ilgimi çekmiştir. Son zamanlarda doğaüstü olayların senaryolaştırılıp, amatör kamerayla kayda alınıp film diye yapıldığını (Paranormal Activity serilerinden bahsediyorum) görüyoruz. Gerçek olduğu izlenimi verilmeye çalışılan ancak komedi filmi olmaktan öteye gidememiş bir sürü versiyonu olan bu filmler sizce de sıkmadımı? Son 1-2 senedir gerçekten korkup, beni gerebilen ve unutamadığım bir korku filmi izlememiştim. Ta ki dün geceye kadar... Size bahsedeceğim film 2010 Ispanya yapımı  Julia's Eyes / Los ojos de Julia...


Yönetmenliğini Guillem Morales'in yaptığı ve  Guillermo Del Toro' nun yapımcılığını üstlendiği bu filmi, korku ve gerilim türündeki filmlerle biraz olsun ilgilenen biri bile olsanız, mutlaka tavsiye ediyorum. En son  The Sea Inside filmindeki performansıyla aklımda kalan Belén Rueda, muhteşem oyunculuğuyla kendisine hayran bırakıyor.


 Filmde Julia' nın (Belén Rueda) kendisi gibi görme kayıpları yaşayan ve en sonunda tamamen kör olup intihar eden ikiz kız kardeşi Sara' nın (Belén Rueda) gizemli ölümünü araştırmasıyla başına gelen gerilim dolu olaylara ve öğrendiği korkunç gerçeklere tanık oluyoruz. Tansiyonun bir an bile düşmediği ve sizi sürekli merak ve heyecan içinde bırakan filmin zekice işlenmiş senaryosunda asla hiç birşeyden emin olamıyorsunuz. Hayal dünyası ve gerçek dünya arasında gel gitler yaşatan olaylar,kamera çekimleri( özellikle Julia' nın konuştuğu çoğu insanın boynundan yukarısını göremeyişimiz) filmi zaman zaman görme kayıplarının olduğu şekilde Julia' nın gözünden izlemek, beraberinde bir çok soru işareti doğuruyor. Dolayısıyla film izleyiciyi kesinlikle elinde çok iyi tutacak şekilde kurgulanmış. Gözünüzü kırpmadan tahminlerde bulunmaya çalışsanız da şimdiden söyleyeyim filmin sonunda verdiği mesajı bende hiç beklemiyordum.. Daha fazla detaya girmemek için kendimi zor tutuyorum ama bundan fazlası spoiler olacak :) İşte filmin trailerı şimdiden iyi seyirler..







Monday, September 19, 2011

Adidas All Originals Party 2011

Monday, September 19, 2011 0 Yorum

Cumartesi günü gerçekleşen Adidas All Originals Party son zamanlarda katıldığım en keyifli aktivitelerden biriydi. Organizasyon, sahne, ışık, ses sistemi, genel tema ve düşünülmüş ince detaylar sanatçıların performanslarıyla birleşince ortaya eğlence ve müzik dolu nefis bir gece çıktı. Bir çok ünlü moda tasarımcısı,sanatçı ve bloggerın yer aldığı sokak partisi temalı gece de 2010 One Love Festival' da da izleme fırsatı bulduğum Sophie Ellis Bextor' ı tebrik etmek istiyorum. Genel olarak yıldızının parlak olduğunu söyleyemem ama Adidas All Originals Party'de gecenin yıldızı olduğu kesin!


Mutlaka festival ve konserlerde denk gelmişsinizdir ama denemeyenler için Carnaval Corn Dog yemek standını görür görmez sakın kaçırmayın! Böyle bir lezzet yok! 

                                                                           Festivalin Tadı


                                         Simay Bülbül' de Carnaval' ı tercih eden isimlerdendi.



Organizasyonun en dikkat çeken ve başarılı aktivitesi hiç şüphesiz herkesin büyük ilgi gösterdiği dev Twitter ekranıydı.


                                                Katılımcılar gece boyunca fotoğraf ve ileti paylaştılar.

                                                                               Datarock



                                                                  Sokakların olmazsa olmazları 



                                                                       Datarock strip show

                                                                   Sophie Ellis Bextor
Erkenden gelip provasını yapan ve başka sanatçıların şarkılarından oluşan geniş repertuarıyla kalabalığı coşturan Sophie gecenin en sempatik ismiydi.


Copyright © Venus En Me